D@BBE; Türk Sineması daha kötüsünü yapana kadar, en kötüsü bu! 😀
İlk kez Araf‘ ı izlediğimde kurmuştum bu cümleyi ama bu filmi izleyince, fikrim tamamen değişti.
Filmin sitesinde şöyle bir yazı var;
Filmin senarist ve yönetmeni HASAN KARACADAĞ’ın Genetik uzmanı ve eski fizik olimpiyatları şampiyonu olduğunu düşünürseniz ve de Japon korku sinemasında çok önemli başarılar yakalamış olduğunu da hesaba katarsanız D@bbe’nin korkunçluk derecesini tahmin edebilirsiniz…”
Burada bir yanlışlık var; filmin “komedi derecesini tahmin edebilirsiniz” deselermiş, anlardım ama bu cümle, bir hayli talihsiz olmuş. “Genetik uzmanı ve de eski fizik olimpiyatları şampiyonu” olmasının Sinema Sanatı ile ilgisini ise kuramadım, kuran varsa beri gelsin. Bence fizik dersinde öğrendiklerini aktarırken, çok temel kuantum hatalarını da yapmış, kuantumun bu yorumunu Heisenberg ya da Feynman görse ne derdi, çok merak ediyorum açıkçası..
Buna ek olarak, şöyle bir açıklama daha var;
Türk korku sinemasında gerek konu gerekse anlatım biçimi olarak devrim yapacak olan D@bbe’yi kaçırmamanızı öneririz… Uyarıyoruz, bundan sonra maillerinizi kontrol ederken dikkatli olun zira KIYAMET VİRÜSÜ D@BBE’NİN GENETİK VE QUANTUM FİZİĞİNE GÖRE BU GÜNLERDE VAR OLMA VE YAYILMA OLASILIĞI HAYLİ YÜKSEK!!!
Şimdi bu açıklamaya bir göz atalım;
1-Türk Korku Sineması diye bir şeyin varlığından söz edilebilir mi?
2-Anlatım biçiminde yapılmış olan devrim(ya da darbe mi demeliyim, bilmiyorum…), nerede?. Yoksa gerçekleşti de bizim mi haberimiz olmadı?
3-“KIYAMET VİRÜSÜ D@BBE’NİN GENETİK VE QUANTUM FİZİĞİNE GÖRE BU GÜNLERDE VAR OLMA VE YAYILMA OLASILIĞI HAYLİ YÜKSEK!!!” bu cümle bir şaka mıdır?
Film, uzak doğu korku sinemasının tüm klişelerini, müthiş(!) bir korku(komedi mi demeliyim, bilmiyorum?) senaryoda birleştir(ememiş)miş; teknolojik ilerlemeler ve maneviyat arasındaki, çatışma mı dersin, titreyen ışık efekti mi dersin, setten içeri bir türlü giremeyen oyunculuk mu dersin, ne dersin?…
Bu film bir şakadır, kanımca; filmin tek doğru yanı, afişte yazan “Bir HASAN KARACADAĞ Korkusu” yazısıdır ki; şahsen bir daha film çekecek mi acaba diye, korktum ve de korkuyorum…
Yazık, yazık; çok yazık…
masterworks-artisan
DivXForever 
bu kadar fazla eleştirilmeyi haketmiyor bence bu film.
her şey bir yana, sizinde söylediğiniz gibi, dabbe TRde yapılmaya ÇALIŞILAN ilk korku-gerilim filmlerinden biridir. İzin verin de biraz tökezlesin. ayağa kalkar kalmaz koşan bir bebek olur mu?
bana sorarsanız hataları çoktur, eksikleri ondan da çoktur, ama umarım, bu yonetmen yeniden film çeker, elbette yine hataları olacaktır ama daha az hatası olacaktır, ya da bazı insanlara ilham ve cesaret verecektir. yani bir hollywood filmi için bunları söyleseniz bir şey demeyeceğim ama, en azından kendi sinemamızın, sanatımızın gelişmesi için katkıda bulunmamız ve sabırlı olmamız gerekir. yoksa bütün hayatımız boyunca ABD itelemeleri izlemeye devam edeceğiz.